28 Ekim 2008 Salı

Sahiplenme Duygusu Ve Erkekte Ayrılık Sendromu

Şöyle 20'li yaşları deviripte 30'lu yaşlara doğru ağır aksak yol alan bir çok insan geçmiş hayatının bir döneminde karşılaşmışlardır teskin edici ilaçlarla. Namı diğer ''Anksiyolitikler'', ''Antidepresanlar''.

Dertlerimize çare olmuşlarmıdır orası meçhul ama bazılarımız içimizdeki o korkunç delirtici sessizlik dönemlerinde kullanmak zorunda kalmışlardır bu tür ilaçlardan. Bu tür yoğun ''depresyon'', ''anksiyete'' duyguları yaşadığımız dönemlerin kuşkusuz en büyük mimarları ya yaşadığımız büyük kayıplardır,(bir yakınımızı kaybetmek,çok sevdiğimiz sevdalımızdan ayrılmak vs). ''Uzmanlar anlatıyor sevdiği bir insandan ayrılan bir insanın yaşadığı duygusal durum tıpkı bir yakınını kaybeden bir insanın içinde bulunduğu ruh hali gibidir.''

Kimileri küfürler etmiş lanet okumuştur içinde bulunduğu buhrana çöpe atmışlardır ilaçları ''aptal antidepresanlar'' onu geri getibilecekmisin bana,içimde kanayan yaraya çare olacabilecekmisin?'', demiştiriz.Kimileri teselliyi kendi içinde bulmaya çalışmış ''depresyon bu dönem dönem herkes çalkantılı duygusal dönemler yaşayabilirler'' demişizdir. Yalnızlık Allah'a mahsusmuş o kendimizi uzaydan bir başına sersefil bir kenara fırlatılıp atılmış bir paçavra gibi hissettiğimiz dönemlerde başlar sorgular iç dünyamızda.

Allah'ım neden ben,neden hep şanssızlıklar beni buluyor tamda herşeyin düzene girdiği dönemlerde. Şimdi ben onunla aynı şehirde iki yabancı gibi onu halen seviyorum ama o benim için bir kayıp gibi affedemiyorum yaptıklarını bunca yılımı heba etti şimdi başkalarının elini tutuyor gözlerine bakıyor,teselliyi başka dudaklarda arıyor bense umrunda değilim onun evet evet bunu biliyorum yaptığı tavırlarda bunun göstergesi. Ne çabuk birilerini buldu verdiği sözler nerde kaldı? Keşke son görüşmemizde onun ne kadar aşağılık biri olduğunu söyleseydim; ama yok gözlerine bakınca kendimden geçiyorum sanki muhakkak bir sözü beni yola getiriyor. Yok o öle davranmazdı normalde bana karşı muhakkak bir sebebi var. Kızları çok iyi tanırım birşeyi bitti diyorlarsa üstelemenin fazlada anlamı yoktur muhakkak hayatlarına birileri girmiştir. Ama hayatında birilerinin olduğunu son ana kadar söylemezler dengeli oynarlar. Baktıki yeni sevgilisinde senden daha çok ilgi bulmuş güveniyor sanada uslu bir çocuk gibi boynunu büküp tamam öyle olsun demek kalır.

Gecelerdir düşünüyorum kafamda bu ve benzeri dünya kadar kelimeler uçuşurken hayatımda ilk defa kazık yediğimi itiraf etmek zor geliyor bana evet aldatılmıştım kabullenmek zor geliyor ama görünen köyde klavuz istemiyordu. ''Erkeklerin kalbi bakkal dükkanı gibi giren çıkanın hesabı belli olmaz'' derler benim itirazım var. Bir erkek aradığı özellikte bir bayanı bulduğu zaman kolay kolay vazgeçemez. Sahiplenme duygusu vardır erkeğin(ta ilk çağdan kalma o zamanlar erkekler avcı konumundaydı ava çıkar,ailesini doyurur, eşini korur vs vs). Yani içgüdüsel bir dürtü erkek için bu ve bayanların sahiplenme duygusundan çok daha kuvvetli olduğunu düşünüyorum ben açıkçası. Bu sahiplenme duygusu ayrıldığında erkeği iflasa dahi götürebilir. Sevdiği sahiplendiği partnerinin artık boşta olması ve başka birilerinin ellerini tutup dolaşacağı başka kollarda mutluluğu arayacak olması fena halde iç çatışmalara sebep olur iç dünyasında. Velhasıl sahiplenen bir erkek modeli için sevdiği kızdan ayrılmak gerçekten çok güç bir duygu.

Hiç yorum yok: